12 Temmuz 2016 Salı

Şirin, 19.10.2015, Pazartesi

"Yarın bambaşka biri olacağım diyorsan neden bugünden başlamıyorsun?" Epictetus

Yazdıklarını okuyunca aklıma bu cümle geldi. Ustalıkla içine gizlediğin "kendini" aradığını düşünüyorum. İşin can sıkıcı yanı, gizlendiğin yerden çıkmaya izin vermiyorsun. Gelecek ve dünde sıkışmış, olağanüstü bir sen varsın. Mükemmel olmaya uğraşıyorken "eşsiz" olma şansını kaybediyor olabilir misin? 

İçindeki çocuk sanki sana bir mesaj iletmek istiyor gibi... "Değiştirilemeyeceğin şeyler için canını sıkma, olan oldu, geçen gitti. Öyle güzel bir yerdesin ki, kendini farkettin. Sırtında geçmişi taşıma n'olur? Çok ağırım ben." diyor sanki çocukluğun. 

Hayallerini gerçekleştirme yolunda bir sürü engel sayacağını tahmin ediyorum. Bende bir sürü "ama" sıralayabilen düş katili kötü bir hatun kişiyim, biliyorum. Benim bilmek istediğim, hayallerin gerçek olsaydı nasıl hissederdin? Bir an için düşle...

Sen seni bulabilirsin içinde ve niyetle, istekle hayallerine koşabilirsin. Bunun içinde ne olursa olsun birşey yapman gerekir. Ne yapacağını bilemem. Bunu kimse bilemez. Bunu bilen tek kişi var o da sensin. Yani Dombilim "göt ıslanmadan balık tutulmaz". Senin gibi öz farkındalığı yüksek bir kadının, kendine olan bu edilgen tavrı için sen ne düşünüyorsun?

Haydi Sev'ciğim sorularıma cevap arıyorum.

Onca yıl yaşadığımız Ankara'da, Başkentimizde olanlar, hepimizin canını acıttı, burktu, kanırttı. Aklım alındı. Bozkurun gülü soldu, kanadı. Oyun içinde oyun var. İçeridekiler mi dışarıdakiler mi? Çemberin dışı mı, içi mi? Bilemiyoruz. Bildiğim, Can'lar gitti ve 40 yıldır yaşadığım topraklarda ötekileştim. Can'ım Anadolu'm, Ortadoğu bataklığına benzemez umarım. Yakışmaz onun yüzüne nefret, kan, şiddet. İnandığım her şeye dua ediyorum akıl ve ihsan olsun diye. 

Öpüyorum ve kendini gerçekleştirmen adına, öteki kadına yazmanı cani gönülden diliyorum.