Sözümü tutuyorum. Bir zorunluluk olduğu için değil, gerçekten istediğim için yazıyorum. Gecenin, günü askıya mandalladığı an, şıpır şıpır yastığıma damlayan anılardan bahsetmek istiyorum. Nereden düştü aklıma bilmem ama anneannemi özlediğimi hissediyorum. Çok anlık bir sahne aklıma üşüşen. Anneannemin vefat ettiğini öğrendiğimizde annemin büyük bir hüzünle ıslanan yüzü ve benden hıçkırarak aseton istemesi. Tırnaklarındaki uçuk kaçık, var ile yok arasındaki pembe ojeyi, aldığı haberi tekzip etmek, yok etmek istercesine, hıçkırıklarla silmesini unutamıyorum. Tanrı, katında geniş yer açsın diye, dua etmişti annem. Hem tırnaklarını siliyor hem mırıldanıyordu. Merhamet diliyordu. Tırnağındaki boyalar aseton ile yok olduğunda, hıçkırıkları durdu. Ellerini kucağında birleştirdi ve annesinin en güzel anlarını düşündü. Ben de Anneannem sevinsin diye duamı ediyorum. Allah rahmet eylesin...
Hamiş:
1. Hafta sonu Urla'daydık. Ne verimli, ne güzel topraklar. Özbek Köyü'nü çok sevdik. Çok sıcak kanlı, yabancıya yakın ahalisi var. "Orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür." Demeyi, köylü olmayı çok istiyoruz.
2. Bir kaç arazi gördük. Arazi almak oldukça zor bir işmiş, anladık. Sit alanları var. Bazıları doğal sit, bazısı ise arkeolojik sit alanları. Dikkat etmek, tapuda gerekli birimlerde iyi araştırma yapmak lazım.
3. Ramazan'ın bitmesine çok az kaldı. Alışkanlıklar zincirlerini kırıp özgürleşmek için oruç tuttuğum ramazan ayının eşsiz lezzetini ziyadesi ile yaşadım. Bayramı bekliyorum.
4. Yazmanı bekliyorum.
5. Sözümü tutacağım.