14 Ocak 2016 Perşembe

Şirin, 26 Temmuz 2013, 04.09

Tombik pembe akidem,

Niye biz böyleyiz? Tanrı bu durumu bize bile bile mi vermiş acaba? Mesajını aldığımda o denli şaşırdım ki... İki gündür ben de dibe vurmuş haldeyim. Üstadım bir şey söyledi. Beni üzmek için değil ama çok üzüldüm. Yakın gördüğüm bazı kişiler, beni çok üzdüler Sev'ciğim.  O kadar kırgınım ki... Sanırım vücudum ve duygularımın zayıf bir anında söylenen küçük bir söz, biriktirdiklerimin cebimden dökülmesine neden oldu. Beni çok üzdüler. Onarmama rağmen kendimi, bu kadar gönül kırıklığı kalbime acı veriyor. Camlar ne kadar ufalanır ise kalbe daha çok batıyor sanki. "Bütün yüreğimle sevdiğim ve inandığım bir dostu görünce, nasıl çözülüverdiğime kendim de inanamadım. Öylece, ortalık yerde...dağıldım" demişsin ya; aynını yaşadım dün. Küskünlük mü kırgınlık mı denir bilemem ama duyguların derimiz üzerinde kaplandığı anlar olur ya, işte o an, hatta dokunsan ağlarım dediğimiz an, bana gelen bir zarfı açtım. Bir arkadaşım: "Şirin hanım, siz ekibimiz için kaybedilmeyecek bir değersiniz. Teşekkür ederim" yazılı bir kart göndemiş. Okudum ve boşaldım. Doluydum, boş oldum. Evrendeki en zor malzeme sanırım "insan". İpeğe bile şekil vermek daha kolay. Her şeye rağmen güzel, lâtif, zarif bir dünya için dua etmeye, yaratmaya, yaşamaya devam edeceğim. Umudum var. Örneğin sen varsın. 

Dün akşam İngilizce sınavına girdim. Bu yaşta sınavlara girmekten bıktım. Sınana sınana ne olacak bu halimiz. Üzerimden bir yük kalktı sanki. Belki de bu yılın sonuna kadar biraz daha üretken olurum böylelikle. Neden mi? Çünkü iki akşamım bana kaldı. Bu durumu iyi değerlendirip daha çok kitap okur, daha çok fotoğraf  çeker ve bu fotoğrafları daha çok konuşturabilirim diye düşünüyorum. En değerli şey zaman ve sanırım şu günlerde zenginim. Değerlendirmeye bağlı olarak zenginliğime ya değer katacağım ya da olduğum yerde sayacağım. 

Kelimeler... Kullanıma göre bazen mutlu bazen de bedbaht eder. Edebiyattan o kadar uzaklaştık, estetikten o kadar yoksunlaştık ki, maalesef kelimelerin bu güçlü yanına sırtımızı döndük, küstük. İşte bizde okuyarak, anlatarak çoğalacağız .

Şimdilerde benim tartıdan nefret ediyorum. "1 gram bile vermemişsin!" diyor. "Emin misin ayıp ediyorsun? Gayet dikkatli yiyorum bir kere daha düşün" diyorum. Pis pis aynı rakamları yansıtarak "hereket hereket Şirinciğim, koca dötlü Şirin" diyor. "Yenecem seni tartı" diye bağrındım. Yenecez ulen, yavaş yavaş ama istikrarla.

Sev'ciğim, Perşembe günü yani bugün için buluşalım demiştik. Buluşabilecek miyiz? Ben oruçluyum ama benim için sıkıntı olmaz. Amma  velakin 8.30 da orucumu açarım, olmadı ramazandan sonraki ilk hafta görüşürüz. Sen söyle tombiğim...