28 Mayıs 2016 Cumartesi

Şirin, 10 Kasım 2013

Sevgili Sev'ciğim,

Güçlü'ye kavuşmak için, Ankara'dan İstanbul'a yaptığın yolculuk, üniversiteden arkadaşım Murat'ın sevgilisini memleketine yolcu ederken yazdığı şiiri anımsattı;

Tekerleğin Kahrolası İcadı

Sana el sallarken kurudu avcumda elinin teri,
Şimdi şehrin ışıkları geçiyor gözlerinden biliyorum.
Bir de otobüsün camından yansıyan yüzünün resmi...
İlk su istenecek biraz sonra muavinden,
Ve bir çocuk soracak annesine:
"Anne burası neresi?",
Şoförse çoktan yakmış sigarasını,
İçinde uzun yolun stresi.
Sen de iki elinde tutma bu kağıdı,
Birini yanağına koy benim için.
Daha şimdiden özledim seni...

Hasret ile görme isteği insanı bazen mutsuz etse de, senin belittiğin gibi içinde vahşi bir tadı da saklıyor. Bugün "Atamız"ın 75. ölüm yıldönümünde, ona saygı için sahilde oluşturmaya çalıştığımız sevgi zincirinde, aslında zemberiği boşalmış vahşi bir özlem vardı. El ele tutuştuğumuz kişilerin cinsiyeti hiç önemli değildi. Önemli olan yokluğuna duyduğumuz acının tarifsiz kokusunu burnumuzun taaa direğinde hissetmemizdi. Kendimizi alkışlıyorum!