Sevgili Şirin'ciğim,
Geldi geliyor derken, kış geldi çattı nihayet kapımıza...
Murathan Mungan'ın "Yalnız Bir Opera"sı dönüp durdu gün boyu zihnimde, nedense. Ah bu şairlerin dizeleri yok mu, bir müzik bir de onlar benim en zayıf yerim...
"....
Kış başlıyor sevgilim
Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
Oysa yapacak ne çok şey vardı
Ve ne kadar az zaman
Kış başlıyor sevgilim
İyi bak kendine
Gözlerindeki usul şefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir şeye
Upuzun bir kış başlıyor sevgilim
Ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime."
Hakikaten bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan, oysa yapacak ne çok şey vardı ve ne kadar az zaman... Hakikaten...
Ben mevsimlerin insan psikolojisi ve eğilimleri üzerindeki etkilerini kuvvetle muhtemel bulanlardanım Şirin'ciğim. Sonbaharın hüznüne, kışın yorucu tahammülsüzlüğüne, ilkbaharın kıpırtılı kavak yellerine ve yazın hafifmeşrep boşvermişliğine yıllar var ki tanığım.
Tuhaf aslında ama...Tıpkı hayat gibi, mevsimler de zıddıyla var olabilir ancak ve ancak öyle güzeldir, bilirim. Yaz olmazsa kışı nereden biliriz, gece olmazsa gündüzü nereden? Acı olmadan sevinç ne ki, kötü olmadan iyi ne? Derin mevzular, derin...
Biliyor musun, kışları çok üşürüm ben. Ama öyle böyle üşümek değil Şirin! Donarım! Ellerim, ayaklarım buz tutar, "sokulacak yer arayan küçücük bir kediye dönerim kışları" sokak ortasında 😊 Beni görmelisin, zırt pırt kayar düşerim! Üstelik düşünce de kendime çok gülerim, gülmekten kalkamam uzun zaman ayağa 😊 Sonra olur olmaz aklıma gelir düşüşlerim, kendi kendime sokaklarda sırıtan bir meczuba dönerim kışın sık sık sokaklarda, vapurlarda, mahkeme salonlarında 😊 Ve çok az insanın bildiği bir özelliğim daha vardır ki; Güçlü bu yanımı keşfinin, zaferi kazandığı an olduğu inancındadır- ellerim ısınırsa, hızla tüm vücudum ısınır benim... Yani yolda birinin koluna girmek, elini tutmak gibi destekler, soğukla mücadelede en etkili tekniğimdir! Asil takılır bana bazen: " Ankara kışı sağolsun, onun sayesinde tavladım ben seni" diye 😊 "Dikkat et Sev, düşmeyesin, koluma gir istersen" " Sev yollar çok kaygan, koluma gir, ısınırsın hem biraz" "Montumu ister misin, çok titriyorsun, ben üşümüyorum ki zaten" taktiği bir Ankara Üniversiteli klasiği midir bilmem ama, Güçlü'de işe yaradığına şüphe yok, değil mi?