Büyük bir kanarya kafesinin içindeymişim hissini veren kuş sesleri ile ülkemin Doğusundan bu denli uzak Doğuda ilk uyanışım.
Surat Thani'den otobüs ile başlayacak ve Ko Samui Adası'na feribot ile geçeceğimiz yaklaşık üç saatlik yolculuğumuza henüz üzerimizdeki yorgunluğu atamadan başladık.
Dokuz buçukta başlayan yolculuğumuzun ilk etabı bizi adaya götürecek limandı. Limana gelene kadar sağlı sollu yağmur ormanları vardı. Çok yakın bir tarihte sel felaketi yaşayan bu topraklarda, nehir su değil, sanki toprak akıyordu. İlginç gelen şey ise yol kenarındaki iptidai durumdu. Memleketimde de sayifiye yerlerin ön kısmı her zaman fıstık gibi düzgün, arkası, hep pis ve dağınıktır. Yol kenarı işletmeleri yağmur ormanlarının tazeliğine uymayan bir ilkellikte gizlenmeye çalışıyordu. Aslında pespaye olmanın ne denli kötü olduğunu düşünürken limana geldik. Yağmur bize hoşgeldin etti. O nasıl yağmur yağmak...bardaktan boşalırcasına demek gördüğüm yağmuru hafife almak olur. Kızgın biri kova ile başımızdan al aşağı ediyor gibiydi. Sonra ansızın durdu, iyi de oldu. Feribota bindik.
İki saatlik yolculuktan sonra bizi, içi çok önceden diğer dünyaya göç etmiş bezgin bir şoför afilli minibüsü ile karşıladı. Her sorumuza "Yes Yes" cevabı vererek otelimize bıraktı. Otel... sanki suyun içine yapılmış, nefes kesen enfes nem kokulu sulak bir yer. Her yerinden su çıkıyor. Üzerimize mayoları geçirerek hemen kendimizi dışarı attık.
Hindistan cevizi ve palmiyelerin olduğu en yeşil adaymış Ko Samuhi... Kırk sekiz bin nüfusu ile daha ziyade batılı turistlere hizmet veriyorlar. Çevreye şöyle bir baktığınızda Avrupalıların Doğuyu nasıl şekillendirdiğini görmek pek mümkün. Her şey turistler için. Şinitzel lokantasından tutun, pizza yapan İtalyan lokantalarına kadar her şey Batılı. Ko Samuhi kendini bırakalı çok olmuş.
Sonra en ünlü plajı Chaweng plajına gittik. Bembeyaz kum, palmiyeler, kapalı bir hava olduğundan yeşile çalan okyanus... Herkes birbirine gülümsüyor. Cennet bu mudur? Sahilde masaj yapan minik kadınları görünce ve masaj da yaptırınca "Budur" dedim. Okyanusa doğru uzanıyorsunuz, nane esanslı yağ ile Thai masajı yaptırıyorsunuz. Gerçekten cennetin elleri üzerimizde yumuşacık dolanıyor.
Akşam, renkleniyor ada. Kumsalı başka, iç kısmı başka başka. Herkes bir broşür uzatma telaşında. Thai boksuna davet edenler mi, kabarelere çekiştirenler mi... ne ararsanız bulabilirsiniz. Ben sahildeki ateş dansını tercih ettim. Plaj partileri çok meşhurmuş. Çok yorgunduk, partiyi yarına bıraktık.
3. Gün
Tüm gece yağmur yağdı. Sulu sepken bir güne uyandık. Omletli kahvaltımızdan sonra yine yola koyulduk. Adayı gezeceğimiz bir tur aldık. Sırası ile çok kollu Buda, Büyük Buda, büyükanne ve büyükbaba kayaları, manzara noktası, hindistan cevizi toplayan maymunlar, şelale derken günü tamamladık.
Bayankuşbakışı tespitler:
1. Surat Thani'den Ko Samui Adası'na giden birkaç firma var. Özkan feribot biletlerini İstanbul'dayken almıştı. Çok rahatlıkla adaya geçtiğimiz gibi adaya indiğimizde ismimiz olan döviz ile karşılanarak otelimize kadar transfer hizmetini aldık.
2. Otobüs, lokanta, market ve benzeri yerler çok soğuk. Klimanın buza kesen etkisi ile dışarının yapış yapış hali sizi hasta edebilir. Yanınızda mutlaka sırtınıza geçireceğiniz bir hırka ve benzeri giyim eşyanız olsun.
3. Elektrik kabloları bir milyon tane. Her yerden saçalak saçalak sarkıyor. Karmaşa şekle bürünse en güzel tarifi işte bu karma karışık elektrik kabloları yapar. Alt yapıları çok kötü yahut yok gibi.
4. Sürekli yağmur yağan bu memleketin yollarını devamlı su basıyor. Su kendini tahliye edecek yol bulamıyor. Ya mühendislerinde yahut imkan ve malzemelerde bir sıkıntı var.
5. Wat (Thai dilinde tapınak) ları gezerken ayakkabınızı çıkartmalısınız. Çıkarttığınız yerde bırakabilirsiniz. "Ben bırakmam" derseniz yanınızda mutlaka bir çanta/poşet torba bulundurmalısınız.
6. Yetişkinler için 450 baht çocuklar için 350 baht olan turu alarak Ko Samui Adası'nın önemli bir kısmını gezebilirsiniz.
7. Herkes ama herkes motorsiklet kullanıyor. Kolay gezmenin en kolay yolu motorsiklet. Enerji tasarrufu için benzin istasyonları akşam ondan sonra kapalıymış. Bu uyarıyı dikkate alarak farınız hep açık olsun.
8. Adada evlerin yüksekliği bir palmiyenin boyunu geçmiyormuş. İsabetli bir tutum. Cenneti beton ormanına çevirmek inanılmaz bir taktik hatası olur. Biz yapmadık mı? Canım kuzey ormanları yer yok bahanesi ile birden bire dikiliveren apartmandan dönme ucube binalara kurban gitmedi mi? Daha çok kazanmak için doğanın genetiği ile oynanmamalı.9. Tayland'da sabah kahvaltısı ya şehreye çorbası ya da muzlu pan kekmiş. Yurdumun kahvaltısı hiç bir yerde olmadığı gibi eşi benzeri de Yok.