26 Ocak 2017 Perşembe

TAYLAND 4,5 ve 6- KRABİ-RAİLAY VE PHİ PHİ

Dördüncü gün Ko Samuhi'den ayrıldık. Yaklaşık beş saat süren yolculuğun ardından Krabi'ye geldik. Otelimize yerleştik, sonra çıktık Krabi'yi keşfetmeye. 

Krabi Town cennetten kopma adalara ulaşmayı sağlayan hiç özelliği olmayan kasabadan hallice bir kent. Tıpkı Anadolu kentlerinde olduğu gibi şehrin mecburi bir caddesi var. Artık ismi "cumhuriyet Caddesi" midir bilemiyorum ama  bankalar, alışveriş merkezleri, marketler, akşam pazarları bu caddenin üzerine kurulmuş. Mütevazı görüntüsünün  altında yatan ise Güney Tayland'ın Andaman Bölgesi'nde yer alan Krabi koyları. Hatta bu koylar yüz yıllar boyunca korsanlara ve tüccarlara ev sahipliği yapmış. Krabi Bölgesi'nin etkileyici tarafı mercan resiflerinin ana merkezi konumunda olması. Krabi'den dünyaca ünlü adalara geçiş yapılabiliyor.

Kent ulaşım merkezi olması yanında kanalların merkezinde konuşlanmış. Tai motorları kahverengi akan nehrin üzerinde büyük hızla ve gürültü bir motor sesi ile gelip geçiyorlar.

Kentin en güzel şeyi nehir kenarındaki akşam pazarı. Aromatik tatlı baharatlar ile yapılan balıklar inanılmaz lezzette. Hemen hemen her gittiğiniz yerde limon otu kokusunu aldık. Muz yaprağına sarılı limonla pişmiş zencefilli lagos balığının tadı muhteşemdi. Taylan mutfağının meraklıları çok olduğu için Tayland mutfağını öğreten çok fazla günü birlik yahut daha uzun süreli kurslar var. Bazı Avrupalı ailelerin çoluk-çocuk bu kurslara katıldığını bire bir izledik. Krabi’de sokak yemekleri yeterince lezzetli ve çok ucuz, hem çeşit hem de lezzet açısından herkese hitap edebilecek nitelikte.  Sokakta her şeyi deneseniz bile 200 BHT yani 20 TL'nin üzerine çıkmanız mümkün değil. 5 TL'ye tıka basa doyabilirsiniz. Tom Yam Kung (limon otu ve karidesli çorba), Phat Thai (Tayland usulü erişte) favorilerim oldu. Egzotik tropikal meyvelerin zengin rengini izlemek bile müthiş bir doygunluk hissi veriyor. Egzotik kelimesinin bende uyandırdığı hissin ne olduğunu artık biliyorum: ferahlık ve ebem kuşağı. 

Beşinci gün sabah kalktık, Tai kayıkları ile kırk dakikada Railay Adası'na geçtik. Ada, Railay West, Railay East, Phra Nang Bay ve Ton Sai Bay olmak üzere dört kumsaldan oluşuyor. Railay East, teknelerin yanaştığı ve denize girmenin mümkün olmadığı bir sahil. Hayatımda ilk defa  medcezir olayını bu denli kuvvetli Railay East'te gördüm. Sanki deniz kıyıya küsüyor ve arkasına bakmadan sahili terkediyor. Gel git, dudağını büken sevimli bir çocuk gibi şaşırtıyor bizi. Rengi zümrüt yeşiline çalan west'te soluklandık. Sonra Zohrab Nang Bay kumsalına gittik. Bütün dünya, kaya tırmanışı için bu bölgeyi tercih ediyormuş. Örümcek adam misali düz kayaya tırmanan yaşlı, genç, çoluk çocuk tüm kaya tırmanışçılarını izlemek çok keyifliydi. Özellikle bu bölge mağaraların, lagünlerin olduğu oldukça farklı bir nokta. Türlü aktivitelerin rahatlıkla yapılacağı ve heyecan duyacağınız bir sahil  Phra Nang Bay...Güneş hafifçe pişirdi bizi, akşam güzel bir uykuya pembeleşmiş suratımızla kulaç attık.

Altıncı gün... Phi Phi adasına İki saatlik bir tekne yolculuğu ile ulaştık. Kartpostal adası diyorlar. Tamam, güzel, tropikal, gel git olayı muazzam, medcezirden sonra yüzdüğün yerlerde yürüdüğün için eşsiz, Türkiye'de yaşamadığımız bir deneyim..ama o kadar. Yazılanlardan yoka çıkarsak, "Turkuaz'ın her türlü mavisini göreceksiniz.", "cennetten düşmüş bir yer", "teniniz kokusu turkuaz olacak" söylemleri, dizi filmlerde gördüğümüz şaşaalı hayatlar gibi. Bir kere, gel gitten denize girmek, iki kulaç atmak pek mümkün değil. İkincisi gerçekten hizmet kalitesi, çevrenin temizliği oldukça düşük. Bugüne dair aklımda kalan en güzel şey denizin yine sırtını bize dönüp, bize rağmen çaktırmadan yüz yüzelli metre ötemize gitmesiydi. 

Yarın yeni bir gün. Artık kuzeye gitmeye hazırız. Bangkok'a merhaba diyeceğiz.

Bayankuşbakışı tespitler:
1. Tapınaklara girerken kadınların kollarının açık olmaması ve diz kapaklarına kadar bir örtü ile kapalı olması gerekiyor.
2. Masaj yapan kız Türkiye'den geldiğimizi söylediğimizde çok sevindi. İnternetten tanışıp Türkiye'ye evlenmeye giden kadınlar var.
3. Leo, Chang, Tiger yerel biraları.
4. Tayland'ın havası sıcak, daha sıcak ve muhteşem sıcak olarak belirlenebilir. Kasım- Şubat arasındaki dönem en az sıcak olan dönemdir ve yüksek sezon olarak adlandırılmaktadır.
5. Masaj salonları, terzi, sağlık ocağı, berber, internet cafe ve benzeri yere girerken ayakkabılar -daha doğrusu parmak arası terlikler- çıkartılıyor. 
6. Turistleri gördüklerinde ilk söyledikleri kelime epey uzattıkları "helloooooooooo", ikinci kelime "taxi, en uzun cümle "where you go?"
7. Cennet meyvesi olduğuna inanılan "durian"ın kokusu çok pis olduğu için bazı otellerde sokulmasının yasak olduğuna dair uyarılar (çok aferdersiniz bok gibi kokuyor. Tadı vanilyalı dondurma gibiymiş miş de denemeyi düşünmüyorum)var.
8. Krabi’nin Tayca iki anlamı olduğunu öğreniyoruz: Maymun, kılıç. Çin astrolojisindeki öneminden dolayı genelde maymun anlamını kullanıyorlar. Mecburi caddesindeki trafik lambalarını taşıyan maymundan olma insansı heykellerde bu durumu destekliyor. 
9. Railay Adası'na Krabi'den geçmek tek yön yetişkin için 150 BHT, çocuk için 100 BHT; Phi Phi Adası'na gitmek ise tek yön yetişkin için 330 BHT, çocuk için 250 BHT (Krabi'de konakladığınız yerden alıyorlar, limana bırakıyorlar; Limandan alıp merkeze bırakıyorlar).
10. Ulaşımlardaki biletleriniz çok çok önemli. İlk sordukları şey "ticket". Öyle ki, artık aramızda espri konusu oldu "tikıt ta tikıt, tikıt ta tikıt".
11. Taylandlılar hakikaten sözlerini tutuyorlar. Doğunun o kendine has naifliği devam ediyor. "Şu saat sizi otelinizden alacaklar" diyorlarsa beş on dakika sarksa bile mutlaka alıyorlar.
12. Yankesicilik gibi sevimsiz bir durum ve uyarı yok. Dikkatimi çeken uyarı maymunları beslemeyin ve uyuşturucu kullanmayın oldu. Yalnız başına gezen Avrupalı genç kızlar var. Çocukları çok seviyorlar. Çocukları ile gezen annelerin tek başlarına çok rahat seyahat edeceklerini gördüm.
13. Phi phi adasına girerken 20 baht alıyorlar. Bir nevi ayakbastı parası.
14. Tekneler genellikle öğlen iki ile beş arası adaları terk etmek istiyorlar. Çünkü gel git olayı o denli kuvvetli ki, bazı motorların karaya oturduğunu dahi görebiliyorsunuz. Tekne zamanlarına dikkat etmenizi öneririm.

23 Ocak 2017 Pazartesi

Taylan 2-3 Cennet Adası Ko Samuhi

Büyük bir kanarya kafesinin içindeymişim hissini veren kuş sesleri ile ülkemin Doğusundan bu denli uzak Doğuda ilk uyanışım. 

Surat Thani'den otobüs ile başlayacak ve Ko Samui Adası'na feribot ile geçeceğimiz yaklaşık üç saatlik yolculuğumuza henüz üzerimizdeki yorgunluğu atamadan başladık.  

Dokuz buçukta başlayan yolculuğumuzun ilk etabı bizi adaya götürecek limandı. Limana gelene kadar sağlı sollu yağmur ormanları vardı. Çok yakın bir tarihte sel felaketi yaşayan bu topraklarda, nehir su değil, sanki toprak akıyordu. İlginç gelen şey ise yol kenarındaki iptidai durumdu. Memleketimde de sayifiye yerlerin ön kısmı her zaman fıstık gibi düzgün, arkası, hep pis ve dağınıktır. Yol kenarı işletmeleri yağmur ormanlarının tazeliğine uymayan bir ilkellikte gizlenmeye çalışıyordu. Aslında pespaye olmanın ne denli kötü olduğunu düşünürken limana geldik. Yağmur bize hoşgeldin etti. O nasıl yağmur yağmak...bardaktan boşalırcasına demek gördüğüm yağmuru hafife almak olur. Kızgın biri kova ile başımızdan al aşağı ediyor gibiydi. Sonra ansızın durdu, iyi de oldu. Feribota bindik.

İki saatlik yolculuktan sonra bizi, içi çok önceden diğer dünyaya göç etmiş bezgin bir şoför afilli minibüsü ile karşıladı.  Her sorumuza "Yes Yes" cevabı vererek otelimize bıraktı. Otel... sanki suyun içine yapılmış, nefes kesen enfes nem kokulu sulak bir yer. Her yerinden su çıkıyor. Üzerimize mayoları geçirerek hemen kendimizi dışarı attık.

Hindistan cevizi ve palmiyelerin olduğu en yeşil  adaymış Ko Samuhi... Kırk sekiz bin nüfusu ile daha ziyade batılı turistlere hizmet veriyorlar. Çevreye şöyle bir baktığınızda Avrupalıların Doğuyu nasıl şekillendirdiğini görmek pek mümkün. Her şey turistler için. Şinitzel lokantasından tutun, pizza yapan İtalyan lokantalarına kadar her şey Batılı. Ko Samuhi kendini bırakalı çok olmuş.

Sonra en ünlü plajı Chaweng plajına gittik. Bembeyaz kum, palmiyeler, kapalı bir hava olduğundan yeşile çalan okyanus... Herkes birbirine gülümsüyor. Cennet bu mudur? Sahilde masaj yapan minik kadınları görünce ve masaj da yaptırınca "Budur" dedim. Okyanusa doğru uzanıyorsunuz, nane esanslı yağ ile Thai masajı yaptırıyorsunuz. Gerçekten cennetin elleri üzerimizde yumuşacık dolanıyor.

Akşam, renkleniyor ada. Kumsalı başka, iç kısmı başka başka. Herkes bir broşür uzatma telaşında. Thai boksuna davet edenler mi, kabarelere çekiştirenler mi... ne ararsanız bulabilirsiniz. Ben sahildeki ateş dansını tercih ettim. Plaj partileri çok meşhurmuş. Çok yorgunduk, partiyi yarına bıraktık.

3. Gün
Tüm gece yağmur yağdı. Sulu sepken bir güne uyandık. Omletli kahvaltımızdan sonra yine yola koyulduk. Adayı gezeceğimiz bir tur aldık. Sırası ile çok kollu Buda, Büyük Buda, büyükanne ve büyükbaba kayaları, manzara noktası, hindistan cevizi toplayan maymunlar, şelale derken günü tamamladık.

Bayankuşbakışı tespitler:
1. Surat Thani'den Ko Samui Adası'na giden birkaç firma var. Özkan feribot biletlerini İstanbul'dayken almıştı. Çok rahatlıkla adaya geçtiğimiz gibi adaya indiğimizde ismimiz olan döviz ile karşılanarak otelimize kadar transfer hizmetini aldık.
2. Otobüs, lokanta, market ve benzeri yerler çok soğuk. Klimanın buza kesen etkisi ile dışarının yapış yapış hali sizi hasta edebilir. Yanınızda mutlaka sırtınıza geçireceğiniz bir hırka ve benzeri giyim eşyanız olsun.
3. Elektrik kabloları bir milyon tane. Her yerden saçalak saçalak sarkıyor. Karmaşa şekle bürünse en güzel tarifi işte bu karma karışık elektrik kabloları yapar. Alt yapıları çok kötü yahut yok gibi.
4. Sürekli yağmur yağan bu memleketin yollarını devamlı su basıyor.  Su kendini tahliye edecek yol bulamıyor. Ya mühendislerinde yahut imkan ve malzemelerde bir sıkıntı var.
5. Wat (Thai dilinde tapınak) ları gezerken ayakkabınızı çıkartmalısınız. Çıkarttığınız yerde bırakabilirsiniz. "Ben bırakmam" derseniz yanınızda mutlaka bir çanta/poşet torba bulundurmalısınız.
6. Yetişkinler için 450 baht çocuklar için 350 baht olan turu alarak Ko Samui Adası'nın önemli bir kısmını gezebilirsiniz.
7. Herkes ama herkes motorsiklet kullanıyor. Kolay gezmenin en kolay yolu motorsiklet. Enerji tasarrufu için benzin istasyonları akşam ondan sonra kapalıymış. Bu uyarıyı dikkate alarak farınız hep açık olsun.
8. Adada evlerin yüksekliği bir palmiyenin boyunu geçmiyormuş. İsabetli bir tutum. Cenneti beton ormanına çevirmek inanılmaz bir taktik hatası olur. Biz yapmadık mı? Canım kuzey ormanları yer yok bahanesi ile birden bire dikiliveren apartmandan dönme ucube binalara kurban gitmedi mi? Daha çok kazanmak için doğanın genetiği ile oynanmamalı.
9. Tayland'da sabah kahvaltısı ya şehreye çorbası ya da muzlu pan kekmiş. Yurdumun kahvaltısı hiç bir yerde olmadığı gibi eşi benzeri de Yok.

21 Ocak 2017 Cumartesi

TAYLAND 1 - MAİ PEN RAİ

Günlerden Cuma... Akşam karanlık çehresini, geceye çevirdiğinde çıktık yola. İstanbul yine bir bir huzursuz, yine bir kıpır kıpır, yine bir karma karışık çıktı karşımıza. Anadolu'dan Avrupa'ya bir keşmekeş ile geçtik geçmesine de Atatürk Havaalanı'na girerken takıldık kaldık. Sanki görünmez bir güç vardı ve trafiği bir tutkal gibi tutuyordu. Gece ikide kalkacak uçağımıza dört saat önce çıksak da İstanbul'un deli dolu yanı bekletmeden etmedi. Şımarık bir çocuk gibiydi. Çok bilmişliğine bir şey diyemedik, bekledik. Bir buçuk saatlik oyun bittiğinde, yüzümde müstehzi bir gülüş vardı. "Alttan aldım seni güzelim, hiç tasasız bir yere gidiyoruz. N'aber? deyi verdim. Kadim İstanbul'un umrunda değilim belki ama  ben mutluydum. "Mai Pen Rai" (*)felsefesinin coğrafyasına doğru yolculuğumuz başlıyordu.

Rahatlıkla güvenlik kontrollerinden geçerek içeriye girdik. Yolculuğumuza, kanatlarımıza havasını katacak küçük dostumuz Kuzeydoğu'nun rüzgarı "Poyraz" ve değerli arkadaşımız "Gülçin" de eşlik edecek. Dördümüz gözlerimizde ve koynumuzda uyku, dokuz saatlik yolculuğumuza başladık.

Ağzımda, dilimde, damağımda, kekremsi tadlar bırakacak muhteşem anlar, keyifler ısıracak olmak beni; maymun, hindistan cevizi, yağmur ormanı, fil, muz görmek, sahilde taş arayacak olmak Poyraz'ı çok heyecanlandırıyor.

Bu heyecanla azcık sızarak, azcık uyanık dokuz saatlik uçuşu tamamladık. Uçakta sanırım istatistik bilgi tutmak için vermiş oldukları formu tüm yolcular olarak doldurduk. Bazı ülkeler bu formun doldurulmasını istiyormuş. Formu pasaport kontrolde görevlilere teslim ettik. Vizesiz, neden geldin sorusuna muhatap olmadan, rahat rahat Bankong'a buyur edildik. Zaman olsa otuz gün boyunca vizesiz kalabiliriz. 

Bankong uluslararası havaalanı gerçekten çok büyük. Pasaporttan geçince hemen iç hatlara yöneldik. Dördüncü kata, bizi Surat Thani'ye götürecek iç hatlar terminaline geçtik. Uçağı bekliyoruz. Bir saatlik yolculuktan sonra nihayet başımız yastık görecek.

Havayolu şirketi ThaiSmile. Portakal renkli kıyafetleri çıtı pıtı hostesler, bizi avuçlarını çenelerinin altında birleştirerek geleneksel Wai selamı ile karşıladılar. Hareketlerinin deviniminde sanki müzik var, Duymadığımız ama gördüğümüz bir şırıltılı şarkı izliyor gibiydik. Tayland tebessümler ülkesi olarak anılıyormuş. Valla henüz başlangıçtayız ve antreye geçmeden ziyadesi ile payımızı almaya başladık, devam etmesini diliyorum.

Surat Thani havaaalanına indiğimizde, sanki yanağımızdan kocaman devasa dudaklı bir kadın öptü. O kadar nem var ki, heyecandan ancak bu kadar ıslanılır. Sonra bindik bir otobüse, ödedik kişi başı on baht, vardık kırk dakikada şehir merkezindeki otelimize. Sonra mı?

Çıktık dışarı, akşam pazarına (night market) attık kendimizi. Nudel, tavuk, pasta, sosis mosis, muz derken ikiyüzelli baht ile dört kişi karnımızı doyurduk, yirmi saatlik yolculuğumuzu da tamamlamış olduk. 

İyi geceler Tayland, ilk gün çok renkli ve güler yüzlüydün.


Bayankuşbakışı tespitler:

1. (*)Mai Pen Rai: Tay dilinde "Hiç tasa yok" anlamına gelmektedir.
2. Tayland ile ülkemiz arasında 4 saat fark var. Doğuda oldukları için bizden önceler.
3. Trafik soldan işliyor. Telefonumuzu açtığımızda ilk uyarı bu konuda oldu. "Tayland'da trafik soldan akmaktadır. Can güvenliğiniz bizim için önemli olduğundan karşıdan karşıya geçerken önce sağ tarafı kontrol etmeyi unutmayınız."
4. "Tayland" kelime karşılığı, "özgülerin ülkesi" .
5. Tayland para birimi: Baht (THB). 1 TL: 9.4 THB
6. Küçük çocuklar için ücret almıyorlar. Bunu yaparken standartları yok. Çocuğa bakıyorlar, kısa boylu, ufak tefekse sıkıntı yok, yola devam.