3 Nisan 2016 Pazar

Sev, 11.08.2013, 01:00

Canım dombili Şirin'ciğim, 

Seni ve aileni görmek bizim için de çok güzeldi. Tatil sürecinde en keyif aldığım saatlerdi desem, inanır mısın?

Dedikoduyu en iyi nenen tarif etmiş dombilim. Muhteşem yaa... "Osuruklu göt gibi". Tek fark; osuruk rahatlatır, dedikodu huzursuzlandırır insanı. Çünkü bilirim ki Şirin'ciğim, aslında yaparken çok keyifli bir şeydir dedikodu ama, dediğin gibi "boka sarmanın ilk safhasıdır". Hele konuşulanın duyulmasının birine verebileceği zararı ya da üzüntüyü hiç umursamayacak mizaçta kişilerle yapılmışsa! Aslında bizi üzen kişileri ya da olayları hayat duruşuna güvendiğimiz ve sevip-sevildiğimiz insanlarla paylaşmak başka bir şey; "anı" anlamsız da olsa kalabalık geçirmenin en kolay ve en "boktan yolu" olan dedikoduyu, günübirlik, güvenilmez, sevgi biriktirilmez, saygı geliştirilmez insanlarla yapıp, bizi ne zaman vuracağını bilemeyeceğimiz  bir kötülüğün ortasına düşmek başka bir şey. Karşılıklı ilişki geliştirilebilir insanların ortak özelliklerinin en önemlilerindendir "dostunun, arkadaşının sırrını taşıyabilir ve bir gün düşman dahi olsa seni o sırla vurmayacağına inanılır" olmak. Bulmak, dediğin gibi çölde bir vaha bulmaya eş oldu artık ne yazık ki! Ama Şirin'ciğim, insan kendisi belirliyor aslında bazı şeyleri... Neyi istemediğini anladığı an, neyi istediğinin de mesajını ve enerjisini yolluyor aynı anda sisteme. Bir dua gibi, bir dilek gibi, bir hedef gibi yayılıyor isteklerimiz ve bize doğru yola çıkıyor kesinlikle...Buradaki püf nokta; her yaşadığın acıdan sonra, kendine dönebilmek ve "biraz daha acı çekmek pahasına" yanlışını görebilmek ve en önemlisi sana ve ruhuna iyi gelmeyen insanların ve olayların elinden geldiğinde "dışına çıkabilmek"... Her gün görebilir, konuşabilir, gereklilikleri paylaşabiliriz ama "içimizde değilse" hepsinden korunabiliriz kolaylıkla....Ardından sana ve ruhuna iyi gelen, sevgiler, güzellikler, anılar biriktirebileceğin, emeğine karşılık bulabileceğin, saygı duyan ve saygı duyabileceğin, güvenebileceğin, tüm defolarınla kendini açabileceğin, yaşarken aldığın hazzı paylaşabileceğin insanları istemek ve "içine davet etmek" Şirin'ciğim.... Hayatta üç şeyi hızla çekiyoruz kendimize çünkü; biri çok korktuklarımız, diğeri çok kınadıklarımız,  en önemlisi de çok istediklerimiz.... Çok isteyelim dombili dombilim... 

Bu arada "Bıcır Bıcır" sıfatına bayıldım anneciğinin. Kendisine teşekkür ederim, çok zarif bir ev sahibesiydi zaten, çok sevdim ikisini de.:)) İstanbul'a gelince mutlaka bana da getirmeni isterim onları:))

Canımın içi, buluşmamız beni de çok heyecenlandırıyor. Yarın tekrar başlıyorum diyete, söz. Seni çok seviyorum ve sevgiyle öpüyorum:))