9 Kasım 2011 Çarşamba

MAVİ YOLCULUK- 6 (SON)


Semizli’de tatlı su olduğu için çok fazla arı ve aç sinek var. Biz kahvaltı yaparken, sinekler de bacak ve kollarımızdan leziz ısırıklar koparıyorlar. O denli açlar ki, kahvaltıdan hemen sonra demir almak zorunda kalıyoruz. Kaçak birkaç yolcu bacaklarımızda konforlu bir yolculuk yapmak istiyor. Onları kovalamaya çalışırken, bizler elini kolunu kıçını başını deli deli sallayan meczuplar gibiyiz. Komik görünüyoruz, çok gülüyoruz.

Son durağımız Marmaris’e çok yakın olan Cennet Koyu… Cennet’e geldiğimizde, düşüncelerim bir yokuştan aşağı koşar gibi, hızla dilimin ucuna ulaştı ve ağzımdan tek kelime olarak çıktı: “Muhteşem!”… Bu kelimenin içine; mavi derinlik, Akdeniz’in ağdalı kokusu, rüzgarları kucaklamış dolmakalem uçları, güneşin denizden yansıması, veda ettiğimiz son noktanın görkemi doldu. Cennet’e demir atmıyoruz. Sanki, teknemizin başı görkemden döner gibi, döne döne maviye veda ediyoruz.

Her mavi yolculukta olduğu üzere son geceyi tekneye katıldığımız noktada geçireceğiz. Marmaris’e yaklaşırken içimize bir hüzün düşüyor. Düşüncelerim, bir yokuşun başında ve yalnızca aşağıya bakıyor. Maviyi şimdiden çok özlüyoruz.  

Hamiş:
Son gün Marmaris’i gezebilirsiniz. Onca yapılaşmaya rağmen, kentin içindeki plajlarda denize girebilirsiniz. Kent merkezinde en önemli tarihi yapı, Kale’dir. İyonlar tarafından yaptırılan kalenin çevresinde yaşayan yerli halk var. Kaleye çıkan dar sokakları seveceksiniz. Çarşı içinde, tarihi bedestende alışveriş yapabilirsiniz. Ege’nin en büyük marinasında yürüyebilirsiniz. Netsel Marina’da yürürken, mutlaka “Yasemin Karabenli’nin atölyesine uğrayın. Muhteşem! diyeceksiniz.




Yasemin Karabenli'nin resmi (http://yaseminkarabenli.blogcu.com/)
02.09.2011’Göcek-Mavi (altıncı gün)
Sabiha

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder