15 Şubat 2015 Pazar

"BEN HER ZAMAN SİYAH GİYERİM"

Özgecan'ın başına gelenleri sembolik olsa da protesto etmek için kadınlar, "16 Şubat'ta "siyah" giyinelim" şeklinde bir birine mesaj gönderiyor. Beni bilen bilir. Ben, "Her zaman siyah giyerim." Bu mesajı aldığımda, kadınların siyaha hangi anlamı yüklediğini düşündüm. Sonra döndüm kendime sordum. "Sen neden siyah giyersin?"...

Soru ile birlikte cevaplar kapısı aralandı. Beş yüz odalı cevaplar diyarındaki:

1. Oda: "Big brother is watching you" diye fısıldadı... Siyah giymelisin herkes seni izliyor. Alimallah renkli giyersen aldığın kilolar belli olur, usturmaçalar yanlardan fırlar. Anadolu'nun göbeğinde yaşayan tombul Tanrıçılar bile sizleri unuttu. Kadın, zayıf olur, yemez, içmez. Zayıf değilsen de siyah giyersin, ince gösterir.  Big brother iktidarını sürdürebilmek için olasılıkları yok etmek, herkesi birbirine benzetmek gerek! Siyah asil gösterir bahanesi de cuk oturdu! Siyah giy, asil ve zarif ol. Akıllı ol!
2. Oda: "Ağır renktir siyah!" diye kükredi. Diğer renklere hafif meşrep gözüyle bakar gibiydi. Bir toplantıda füşya rengi bir gömlek giysen tüm bakışları üzerine toplar, bir başka toplantıda giymemen için ihtar dahi alırsın. Ağır başlı olmanın yolu siyahtır, siyah!
3. Oda: Siyah renk, güçtür, iktidardır! Sen hiç "Pembe" giyen avukat gördün mü? Erkek gibi güçlü olmalısın, madem erkek değilsin erkek gibi gözükmeli, siyah giymelisin. Bu oyunda kalmanın yolu aynı renkte formayı sırtına geçirmektir.
4. Oda: Işığı emen ve yok eden siyah, hüzün ve yalnızlık değil midir? Bilemiyorum, yaşamdan zevk alma değil de ölümden zevk alma kültürümüz var sanki. Yaşamın değil de ölümün yücelttiği bir toplumda yaşıyoruz. Bu duruma turkuaz rengi uyar mı? Uymaz, siyah giymelisin.
5. Oda: İlişkiler hep yaşamdan ölüme gidiyor, sürekli tüketiliyor, hiç üretilmiyor. Öyküler "ölümden" başlayıp, yaşantıya gitsin istersin...ama gitmiyor. Siyaha, ölüme boyanıyor. Siyah giy yakışır.
6. Oda: Bu toplumun insanı kendini hep doğuştan "doğru" zannetti. Daha da kötüsü "insan" zannetti. O yüzden kendisine benimsetilen kalıpları papağan gibi tekrar edip durdu. Renkli giyip insanların olduğu yerde çakılıp kalmasını mı izleyeceksin? Siyah giy, tekrar et, tekrar, tekrar...
7. Oda: Sağım, solum sobe; saklanmayana muharebe... Her yerimiz savaş. Ülkem tüm komşuları ile küs. Küslükte, savaş ortamında pembe fistanlar mı giyinir? Çek üzerine siyah üniformalarını...
8. Oda: Duyduklarına, gördüklerine inanamıyorsun. Bunun için haber izlemiyor, devekuşu misali kıçın yukarıda başın toprakta...Bari kıçını kapa. Bu duruşa ancak siyah yakışır...
9. Oda: Bilmediğimiz şeylerden korkuyoruz. Korkumuzu yenmek için, bilmek yerine bilgisiz kalmayı tercih ediyoruz. Siyah bir örtü ne güzel örter bilgisizliğimizi, yakışır siyah...
10. Oda: Beş duyusuna eğitim veremeyeceğin bir çocuğu dünyaya da getirmek istemedin. Bilme ve isteme var bu tutumda. Kasten ana baba olamama, hakkını kullanmama. Tabiki karalar bağlanman, siyah giymen lazım...

11, 12 ve devam etti odalar. Her kapıyı araladığımda tekrar tekrar kapamak istedim. Çünkü her kapının önünde siyaha büründüm.

Peki siyah nedir? Siyah bir renk olarak bilinir ama aslında siyah renk yoktur. Siyah (ya da kara), bir renk değil renksizliktir. Rengimiz kaçmış. Karalar bağlamışız.

Yarın güzeller güzeli Özgecan için de siyah giyeceğim ama bu defa bir farkla... Mutlaka bir renk olacak oramda buramda. Özgecan'a baktıkça hayallerini görüyorum. Karalar bağlarsam düşlerini yok edeceğimi düşünüyorum. Düşünden düş koparması için rengarenk bir balona binmeli. Her gün bir renk ile O'nu düşlerine kavuşturmak lazım. Düşleri ile kucaklaşması için renk olalım, kadınsak kadın gibi duralım, bilmediğimizden korkmayalım, dinleyelim, sanmayalım, oğlumuza kadının değerli olduğunu anlatalım, soralım, sorgulayalım, izlemeyelim, görelim.

Ben her zaman siyah giyerim. Elbette bir gün pembe fistanlar geçireceğim üzerime...

Sabiha, Şubat 2015